RÜKU'DA SÖYLENECEK
ŞEYLER
Bize Rebi', Buveyti'nin
şöyle dediğini haber verdi: Bize İmam Şafii şöyle haber verdi: Bize İbrahim b. Muhammed
şöyle haber verdi: Bana Safvan b. Süleym, Ata b. Yesar'dan; o da Ebu
Hureyre'den şöyle nakletti: Nebi (s.a.v), rüku ettiğinde şöyle derdi:
"Allah'ım! Senin için rüku ettim. Sana teslim oldum. Sana iman ettim.
Sen benim Rabbimsin.
İşitmem, görmem, kemiklerim, saçım, tenim ve ayaklarımın taşıdığı her
şeyalemlerin Rabbi olan Allah'a huşu içinde eğildi. "
--Bu hadisi, imam
Şafil'nin dışında bir yerde bu senetle bulamadım. Yalnız imam, bu hadisi
kendisinden sonra gelen ve aynı metni ve sahih isnadı taşıyan hadisi
zikretmiştir.
Bize Rebi', Buveyti'nin
şöyle dediğini haber verdi. Bize İmam Şafii şöyle haber verdi: Bize Müslim b.
Halid ve Abdülmecid, -öyle zannediyorum ki- İbn Cüreyc'den; o, Musa b.
Ukbe'den; o, Abdullah b. Fadıl'dan; o, Abdurrahman el-A'rec'den; o, Ubeydullah
b. Ebi Rafi'den; o da Ali b. Ebu Talib'ten şöyle nakletti: Nebi (s.a.v) rüku
ettiğinde şöyle derdi: "Allah'ım! Senin için rükÜ ettim. Sana teslim
oldum. Sana iman ettim. Sen benim Rabbimsin. İşitmem, görmem, başım, kemiklerim
ve ayaklarımın taşıdığı her bir şey alemlerin Rabbi olan Allah'a huşu içinde
eğildi.'' Tahric: Müslim, Yolcu
namazı 1/535 no: 201/771
Bize Rebi', Buveyti'nin
şöyle dediğini haber verdi. Bize İmam Şafii şöyle haber verdi: Bize Süfyan b.
Uyeyne ve İbrahim b. Muhammed, Süleyman b. Suhaym'den; o, İbrahim b. Abdullah
b. Ma'bed'den; o da babasından; İbn Abbas'ın Resulullah (s.a.v)'in şöyle
buyurduğunu naklettiğini rivayet etti: "Dikkat edin, ben, rükil ve secdede
okumaktan nehyedildim. RÜkilda Rabbinizi yÜceltin. Ve secdede ictihat (gayret)
gösterin. " [rüku ve secdede
yasaklanan okuma; Fatiha veya Kur'an'dan ayet okumaktır, yoksa zikir makamında
yapılan rüku duası değildir.]
Buna göre,
"Rabbinizi yÜceltin." ibaresi; "dua" manasındadır.
Secdedeki "ietihat (gayret) gösterin" ise "Secdede dua
etmek/secde duasını yapmaktır." dedi. "çünkü Allah, duanızı kabul
etmekte daha cömerttir." Tahric: Müslim, Namaz
1/348 no: 207/479
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Resulullah (s.a.v)'in nehyinden dolayı hiç kimsenin rükıl ve
secdede Kur'an okumasını uygun görmem. çünkü söz konusu yerler, kıraat yeri
değil zikir yeridir. Aynı şekilde buna kıyasla teşehhüt mahaIlinde/tahiyyatta
Kur' an okunmasını da uygun görmem.
Bize Rebi', Buveyti'nin
şöyle dediğini haber verdi: Bize İmam Şafii şöyle haber verdi: Bize Muhammed b.
İsmail b. Ebi Fudeyk, İbn Ebi Zi'b'den; o, İshak b. Yezid Huzeyli'den; o da Avn
b. Abdullah b. Utbe b. Mes'ud yoluyla Resulullah (s.a.v)'in şöyle buyurduğunu
nakletti: "Sizden birinizin rÜkila varıp Üç defa 'Subhane Rabbiyel-Azim
demesi halinde rükÜu tamamlanmış olur. Bu da asgarisidir. Secdeye varıp Üç defa
'Sübhane Rabbiyel-A 'la' demesi halinde de secdesi tamamlanmış olur. Bu da
asgarisidir. " Tahric: Ebu Davud,
Namaz 1/550; Tirmizi, Namaz 2/46-47 no: 261
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Eğer bu sabit ise bunun manası şudur: -En doğrusunuAllah
bilir- bu yalnızca farzı değil, beraberce farzı ve muhayyerliği (sünnet)
tamamlama nisbeti açısından asgari olandır. Müstehab olan, kişinin rükıla vardığında
üç defa "Süb/ıana rabbiyel-Azim" demesi, sonra da Nebi (s.a.v)'den
rivayet edilen şeyleri söylemesidir. Resulullah (s.a.v)'in rükil ve secdede
söylemiş olduğu her şeyi -ondan bir şeyler eksiltmeden- söylemesini müstehab
görürüm. Kişinin, imam yahut imamın arkasında cemaat olması arasında fark
yoktur. Söylenecek şeyler, kişi için bir ağırlık değil, bilakis bir
hafifliktir.
Rebi' şöyle dedi:
Buveyti'den duyduklarım bu hususta bu kadardır. Bize Rebi', İmam Şafii'nin
şöyle dediğini haber verdi: Rükilun tam olmasının asgarisi; kişinin, ellerini
dizleri üzerine koymasıdır. Bunu yapan kişinin, rükliun asgarisini yerine
getirdiğinden dolayı söz konusu rekatı iade etmesi gerekmez; Allah (c.c)'ın şu
buyruğu gereği: "Ey iman edenler, rükfi edin, secde edin, Rabbinize kulluk
edin ve hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz." (Hac, 22/77) Rükil edip
secde ederse, farzı yerine getirmiş olur. Rükli ederken getirilen zikir,
ihtiyari bir sünnet olup terkini hoş karşılamam. Resulullah (s.a.v), o adama
rükü ve secde yapmayı öğretmiştir. Yalnız öğretirken zikirden bahsetmemesi,
zikrin ihtiyari bir sünııet olduğuna delilolmuştur.
Rükü yapacak kişi, eğer
elinin birisi kesik yahut felçliyse, diğer eliyle bir dizini kavrayarak rükil
eder. Eğer iki eli de illetliyse, rükila, sanki elleri sağlıklıymış gibi eğilir
ve rükil hizasım aşmaz. Bundan başka bir uygulama geçerli değildir.
Elleri sağlıklı olmasına
rağmen ellerini rükilda dizleri üzerine koymadan rükil yapan kişi, çirkin bir
fiil işlemiş olur. Buna rağmen eğer ellerini dizleri üzerine koymuş gibi rükli
yaparsa, herhangi bir şey gerekmez. Ellerini rükilda dizleri üzerine koymayı
terk eden kişi, ellerini rükilda koyan kişinin rükil yaptığı gibi yaptığı
konusunda şüpheye düşerse, kendisi için böyle bir rekat sayılmaz.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: Kamilolan rükü; kişinin ellerini dizleri üzerine koyması ve
beliyle beraber boynunu uzatmasıdır, ancak boynunu belinden daha aşağıya
indirmemeli veya daha yukarıda tutmamalıdır. Ayrıca belini kambur yapmamalı, mümkün
olduğu kadar dümdüz yapmalı, rükil süresince de düz tutmaya çalışmalıdır.
Başını belinden daha yüksekte tutar yahut beli başından daha yüksekte kalırsa
yahut belinin ortasını kambur gibi tutarsa, bunu kendisine kerih görmeme rağmen
iadesi gerekmez. çünkü rükuu yapmış sayılır. Rükü da beli bükmekle olur. Rükü
pozisyonuna varacak kadar eğildikten sonra ellerini dizlerine yahut başka bir
yere koymayan kişinin rekatı iade etmesi gerekmez.
İmama rüküdayken
yetişen, imam belini rüküdan doğrultmadan önce rükü eden kişi için söz konusu
rekftt sayılır. Ama rüküa imam belini doğrulttuktan sonra eğil en kişinin
rekatı sayılmaz. Rekfttın geçerli olması için imama rüküda ulaşması gerekir.
İmam rüküda
mutmain/azalar tam oturduktan sonra başını kaldırıp kıyam durumuna geldiğinde
yahut tam kıyam durumuna gelmeden önceki duruma, yani rükü durumundan ayrılacak
kadar doğrulduğunda ve tesbihat kastıyla rükü durumuna döndüğü anda ona yetişip
onunla rüküa katılan kişinin rekfttı sayılmaz. çünkü imam birincisinde rüküu
tamamlamıştır, daha sonra yaptığı, namazdan sayılmayan rükudur.
Dedi ki: Bu meselede
başka bir görüş daha vardır: Rüküa eğilip tesbihat etmeden başını rüküdan
kaldırıp doğrulan ve sonra tesbihat yapmak için tekrar rüküa eğil en kişinin
namazı bozulmuştur. Çünkü birinci rükü, tesbihat getirmemesine rağmen tamamdı.
Ama tekrar tesbihat yapmak kastıyla ikinci bir rüküa gitmekle namazda bilerek
fazla bir rüküu yaptığı için o kişinin namazı bozulmuştur.
İmam Şafii (Allah rahmet
etsin) şöyle dedi: İmamla beraber rüküa vardıktan sonra imamdan önce doğrulan
kişinin, imam doğrulmadan önce tekrar dönerek imamla beraber yahut imamdan
sonra doğrulmasını müstehab sayarım. Söz konusu kişinin, imamla beraber rüküa
vardığı için, erken doğrulması halinde kerahetle beraber rekatı sayılır. Namaz
kılan kişi rüküa tam eğildikten sonra yere düşecek olursa, tekrar omurgası düz
gelecek şekilde ayağa kalkması gerekir. Ama rüküa tekrar dönmesi gerekmez.
Çünkü rüküu daha önce yapmıştır. Rükü yaptıktan sonra ona (uymak niyetiyle)
başka birisi, yere oturarak yahut yan gelerek yahut bunların arasında bir
pozisyona düşmüş halde, rüküdan ayrılmadan ulaşırsa rekatı sayılmaz. Çünkü
rükuun geçerli olmayacağı bir durumda rüku etmiştir. Söz konusu pozisyonda
rükıla başlamanın doğru olmayacağını görmez misin? Rükılun farzı, kişinin
ayaktayken rükıl yapmasıdır. Başka bir durumda olmaz. Söz konusu durumdan sonra
ayağa kalkıp rükıla varsa ve bundan sonra başka bir rükılu yapsa, re katı
geçerli olmaz. Çünkü bu durumda birinci rükıldan sonra secdeye varmadan ikinci
bir rükıl daha yapmış olduğundan rekatı geçerli sayılmaz.
Namazı imam olarak
kıldıran kişi, arkasına gelecek ve kendisine rükılda yetişecek birisini duysa
da onun için rükılda bekleyemez; namazda bir başkasını beklemek kastıyla
namazda herhangi bir gecikmeye de gidemez. Çünkü namazın tamamı Allah (c.c)
için ihlasla olmalıdır. Bu ibadeti yerine getirirken Allah (c.c)'ın rızasından
başka bir şeyaramaması gerekir.
Sonraki için tıkla:
RÜKU'DAN BAŞI KALDIRIRKEN
SÖYLENECEK ŞEYLER